Takip Edin

Enerji Projeleri

“2022 yılı otomotiv sektörü için geleceğe yatırım senesi olacak”

Geçen yılı değerlendiren ve bu yıl için öngörülerini açıklayan PETRONAS Uluslararası Madeni Yağlar Türkiye Genel Müdürü Burak Işıldak, “Bu …

Yayınlanma tarihi

-

Geçen yılı değerlendiren ve bu yıl için öngörülerini açıklayan PETRONAS Uluslararası Madeni Yağlar Türkiye Genel Müdürü Burak Işıldak, “Bu senenin enerjinin bir damlasını bile israf etmeden elimizdekinin değerini korumaya odaklanacağımız bir yıl olacağını düşünüyoruz” dedi.

PETRONAS Madeni Yağlar Türkiye ve Orta Doğu Genel Müdürü Burak Işıldak 2022 yılı hedef ve beklentilerini aktardı ve geçtiğimiz yılı değerlendirdi. 2021’de yıl hedeflerini tutturmaktan daha çok iş ortaklarını ve onların müşterilerinin bu çok zorlu seneyi en az zararla atlatmalarını sağlamak için desteklemeye odaklandıklarını aktaran PETRONAS Madeni Yağlar Türkiye ve Orta Doğu Genel Müdürü Burak Işıldak şu bilgileri verdi: “Tüm iş ortaklarımızla beraber taşın altına elimizi soktuk, ana firma olarak bizden beklenilen desteği mümkün olan en üst seviyede aktardık. 2021 yılının kar etmekten çok daha fazla oranda geçmiş yıllara ait bir vefa ve gelecek yıllara ait bir yatırım yılı olarak gördük. Bu açıdan bakılırsa hedeflerimize tam anlamıyla ulaştık. 2022 ve sonrası için de yaklaşımımızın ve yaptıklarımızın hem otomotiv hem de endüstriyel yağlar segmentlerinde meyvelerini vereceğine inanıyoruz.”

2022 Elimizdeki Değerleri Koruma Yılı

2022 ilk çeyreğinin madeni yağ endüstrisi açısından genel olarak hammadde, özellikle de baz yağ tedariğinde süreklilik ve bulunabilirlik problemlerinin ciddi derecede hissedildiği bir dönem olduğunu ifade eden PETRONAS Uluslararası Madeni Yağlar Türkiye ve Orta Doğu Genel Müdürü Burak Işıldak, “2022’nin ana hatlarıyla, enerjinin bir damlasını bile israf etmeden elimizdekinin değerini korumaya odaklanacağımız bir yıl olacağını düşünüyoruz.” bilgilerini aktardı. 

Modern otomobillerin çok daha kompakt, küçültülmüş motorlara sahip olduklarını hatırlatan Genel Müdür Burak Işıldak, “Aynı zamanda hibrit otomobillerin hızla yaygınlaşması, turbo şarjlarla donatılmış araçlar ve şehirleşmenin hızlanarak devam etmesine bağlı artan dur/kalk ve sıkışık şehir içi trafiği motorların çok daha yüksek sıcaklıklara maruz kalmasına neden oluyor. Ve sıcaklık/ısı en büyük düşman. Motordaki yüksek sıcaklığı kontrol altında tutabilecek güçte ve niteliklerde yağlara olan ihtiyaç ultra düşük viskoziteli motor yağlarına geçişi zorunlu kılıyor.” açıklamasını yaptı. 

Syntium hem Çevre Dostu hem de Yakıt Ekonomisi Uzmanı

Daha “Sürdürülebilir” bir dünya hedefi için otomotiv teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak PETRONAS Syntium binek otomobiller ürün yelpazesinin yenilendiğini ifade eden Işıldak, “CoolTech+TM teknolojisine sahip, çok ince, tam sentetik motor yağı serimizi pazara sunduk. %3’e varan oranda yakıt ekonomisi ve daha düşük emisyon sağlama özellikleriyle modern motorların tüm gereksinimlerini ve OEM’lerin (Araç Üreticileri) kendi motor tasarımlarının ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetine sahip yeni Syntium ürünlerimiz gezegenimizin sürdürülebilirliğine de katkı sağlayacak.” dedi. 

Sektör Oyuncuları ve Araç Sahipleri İçin Maliyetler Artacak

Enerji fiyatlarının dramatik bir şekilde artmaya devam ettiğini vurgulayan Burak Işıldak, “Bu artışın etkileri gerek üretim gerekse nakliye maliyetlerinin kaçınılmaz bir şeklide yükselmesiyle sonuçlanacak. Madeni yağ sektörü özelinde, üretim maliyetlerin artmasının yanı sıra artan yakıt fiyatlarının tüketicilerin araç kullanımlarını azaltmaları sonucunu doğuracağını öngörmekteyiz. Daha düşük kilometre yapan araçların bakım gereksinimlerinin de azalacağı, bakım taleplerinin erteleneceğini, tüm bunlara bağlı olarak madeni yağ pazarının da olumsuz etkileneceğini düşünüyoruz.” bilgisini verdi. 

Madeni yağ sektörünün temel olarak iki ana hammadde girdisi olduğunu aktaran Burak Işıldak: “Bunlar baz yağlar ve katıklar. Ülkemizde baz yağ üretimi yapan yalnız bir adet petrol rafinerisi mevcut. O da sadece Grup I sınıfı baz yağlar üretiyor. Kaldı ki bu rafinerinin de ana girdisi olan ham petrol uluslararası piyasada fiyatı döviz cinsinden belirlenen bir ticari ürün. Diğer baz yağlara dönük ihtiyaç ise tamamen ithalat yöntemiyle karşılanmakta. Buna ek olarak ülkemizde bir katık üreticisi olmadığı için madeni yağın bir diğer ana girdisi olan katıklar da tamamen ithalat yoluyla karşılanmakta. Bu bağlamda, kurlardaki artış bizim sektörümüz için direkt maliyetlere etki eden bir unsur.” ifadelerini kullandı.

 

Hibya Haber Ajansı

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hedef Sektör

“Rüzgarın Kanatları” Belgesel Filminin Üçüncü Bölümü İzleyiciyle Buluşuyor

Yayınlanma tarihi

-

Enerjisa Üretim’in hazırladığı “Rüzgarın Kanatları” belgesel serisinin üçüncü bölümü yayınlandı. Belgesel, Türkiye’deki rüzgar enerjisi yatırımlarını, teknolojik gelişmeleri ve kadın istihdamını ele alarak enerji okuryazarlığını artırmayı hedefliyor. Enerjisa, YEKA projeleriyle 2026’ya kadar 1000 MW kapasiteye ulaşmayı amaçlıyor. Sabancı Üniversitesi’nden Bora Şekip Güray, Türkiye’nin 12 GW’lık rüzgar kapasitesinin 2035’te iki katına çıkabileceğini belirtiyor. Üçüncü bölüm, Habitat TV ve Enerjisa YouTube kanalında izlenebilir.

Devamını oku

Enerji Projeleri

ENSİA WindEnergy Hamburg Fuarı’nda Yoğun İlgi Gördü

Yayınlanma tarihi

-

Temiz enerji alanında faaliyet gösteren şirketleri ve profesyonelleri bir araya getiren WindEnergy Hamburg Fuarı, 24-27 Eylül tarihleri arasında düzenleniyor. Fuara Türkiye’nin temiz enerji kümesi ENSİA (Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği), kurumsal üyeleriyle birlikte ENSİA Pavilyonu çatısı altında katılım sağladı.

 

Dünyanın dört bir yanından 40 bini aşkın sektör profesyonelinin katılım gösterdiği fuardan paylaşım yapan ENSİA, ilk gününü yoğun ilgiyle geride bıraktığını açıkladı. Hamburg Başkonsolosu Sn. Emine Derya Kara ve Hamburg Ticaret Ateşesi Sn. Yıldız Onur, ENSİA Pavilyonu’nu ziyaret ederek, derneğin faaliyetleri hakkında bilgi aldı.

 

ENSİA yetkilileri, stantlarında tüm üyelerini ve temiz enerji paydaşlarını ağırlamaktan memnuniyet duyacaklarını belirterek, fuara katılan tüm firmalara başarı dileklerinde bulundu.

Devamını oku

Enerji Projeleri

YEKA Erzin’de

Yayınlanma tarihi

-

IC Enterra Yenilenebilir Enerji’nin (ENTRA) 136 MWm kapasiteli YEKA Erzin-2 santrali devreye alınıyor. Şirket tarafından KAP’a yapılan açıklamaya göre; Ağustos sonu itibariyle kademeli olarak üretime geçecek olan YEKA Erzin-2 GES projesi, yıl sonuna kadar tam kapasite ile çalışmaya başlayacak.

IC Holding’in enerji sektöründe çeyrek asrı aşan uzmanlığı ve birikimiyle faaliyet gösteren IC Enterra Yenilenebilir Enerji (ENTRA), sürdürülebilir büyüme ve şirket portföyünü çeşitlendirme hedefiyle faaliyetlerine devam ediyor. Şirket bu doğrultuda Türkiye’deki en büyük güneş santrali projelerinden biri olan 136 MWm kapasiteli YEKA Erzin-2 santralini Ağustos sonu itibariyle kademeli olarak devreye almaya başlıyor.

IC Enterra tarafından Kamu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada, “Santralimizin tüm kapasitesinin yıl sonuna kadar devreye alınması planlanmıştır. YEKA Erzin-2 projemizin tam kapasite devreye alınması ile ortalama 248,000 MWh/yıl üretim gerçekleştirmesi beklenmektedir. Bu üretimle yaklaşık 155 bin hanenin elektrik üretim ihtiyacı karşılanacak ve yıllık yaklaşık 157 bin ton karbondioksit (CO2) emisyonun azaltımı sağlanacaktır” ifadeleri kullanıldı.

 

Hatay’da yer alan YEKA Erzin-2 Projesi’nin devreye alınmasıyla birlikte Türkiye’nin sürdürülebilir elektrik üretimine önemli bir katkı sağlayacaklarını belirten IC Enterra Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Taşkın Kızılok, “Türkiye’de toplam kurulu gücü 388 MW olan 9 HES ile elektrik üretimi gerçekleştiriyoruz, mevcut santrallerimizin yanı sıra yeni yatırımlarla büyümeyi hedefliyoruz. Yurtdışı çalışmalarıyla birlikte, izin süreçleri süren 61 MWm Bağıştaş hibrit GES projesinin yanı sıra, toplam kurulu gücü 485MW olacak depolamalı RES ve GES yatırımlarıyla ilgili çalışmalarımızı da sürdürüyoruz” dedi.   IC Enterra Yenilenebilir Enerji, bu yatırımlar da dikkate alındığında 2026 yılı sonu itibarıyla toplamda işletme ve yatırım sürecindeki lisanslı proje portföyünde yaklaşık 1200 MW kurulu güce ulaşmayı hedefliyor.

 

 

Devamını oku

Trend olan