Takip Edin

Sektörel Gündem

10 ile özel gayrimenkul yatırım fonu kurulsun

Türkiye’nin deprem riskine karşı seferberlik ilan etmesi gerektiğini belirten Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı Başkanı Haluk Sur, depremden etkilenen 10 ilde bölgeye özel gayrimenkul yatırım fonları geliştirilebileceğini söyledi. Sur, deprem güvenliğinin rant kapısı değil beka sorunu olduğunu da vurguladı.

Yayınlanma tarihi

-

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN

Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı Başkanı Haluk Sur, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 10 ilde 30 bine yakın binanın yıkıldığı depremler sonrasında bölgenin yeniden inşasında bölgeye özel finansal enstrümanlar geliştirilebileceğini söyledi. Sur, “Sadece o bölgeye özel gayrimenkul yatırım ortaklığı, gayrimenkul yatırım fonları oluşturulabilir. Bunların hepsi mümkün. Buralara yurt içinden, yurt dışından kaynak da bulunur” dedi. Türkiye’de aslında deprem bölgelerindeki yapılaşmayı kapsayan şartnameler bulunduğunu kaydeden Sur, “Bölgesel bazda depreme karşı birinci, ikinci bölge gibi yönetmelikte karşılığı var. Mesela Konya’da uygulanan tasarımla İstanbul’daki, Kahramanmaraş’taki kriterler farklı. Buna rağmen yeni binaların da yıkıldığını görüyoruz. Artık bugün söylememiz gerekenleri söylemek zorundayız. Herkesin siyasi çekişmeleri, oy kaygılarını bırakıp birlik içinde hareket etmesi gerekiyor” dedi.

“Yapı denetimi müteahhitlik çatısında olmaz”

Yönetmeliklerin kağıt üzerinde kalmaması gerektiğini vurgulayan Haluk Sur, “Müteahhit gidip yapı denetim firmasıyla anlaşıyor. Çıkar çatışması olan yerde bu kasaba koyun teslim etmektir. Müteahhide ‘git kendi yapı denetim firmanı kendin seç’ deniyor. Müteahhitten iş alan o denetim firması nasıl bağımsız denetim yapabilir? Çıkar çatışması burada başlıyor. Nasıl bir kanuni mesuliyetle karşı karşıya olduğunun farkında değil. İnsanlar da ‘yapı denetiminden geçti’ diye güvenip alıyor” diye konuştu. Kaçak yapılaşma konusunda asla ödün verilmemesi gerektiğini vurgulayan Sur’un dikkat çektiği bir nokta da af çıkacak diye kaçak yapılaşmaya izin verilmesi konusu oldu. Sur, bu konuda da şunları söyledi: “Birisi af çıkar diye yönetmeliği yok saymış. Bir diğeri kanunda ne varsa harfiyen uymuş. Aynı bölgenin içinde yıkılmayanlar var. Demek ki isteyince oluyor.”

“Rant değil beka meselesi”

Depremden etkilenen 10 ilde yıkılan 25 bin binanın 30 binden fazla cana mal olması konunun başta İstanbul olmak üzere ne denli acil olduğunu ortaya koydu. Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı Başkanı Haluk Sur da konunun acil olduğuna bir kez daha dikkat çekti. “Deprem milli bir güvenlik melesedir” diyen Haluk Sur, yeniden yapılandırma ve kentsel dönüşümün rant aracı olamayacağını belirtti. “Bu fakirin malını zengine peşkeş çekmek değildir” diye konuşan Sur’a göre, gerekirse devlet res’en ya da kamulaştırma yoluyla riskli binaları dönüşüm kapsamına almalı. Depreme hazırlık için riskli binaları ‘yıkalım’ diyen Haluk Sur, “Daha iyisini, daha sağlamını yapmak için davulla zurnayla yıkalım” dedi.

“Acıda olduğu gibi dönüşümde de kenetlenelim”

Türkiye’nin Kahramanmaraş depremleri sonrasında acıda kenetlendiğini ifade eden Sur, “Depremi milli seferberlik sebebi saymak durumundayız. Bu olmadığı sürece havanda su dövmeye devam ederiz. Devlet, millet, özel sektör, finansçılar hepsi elini taşın altına koymak, kenetlenmek zorunda” dedi. Türkiye’de deprem yönetmeliği, şartnamesi olduğu halde organizasyon, planlı çalışma, master planı bulunmadığını dile getiren Sur, şunları söyledi: “Bir kişinin çıkarı kollanacak diye bireysel menfaatler toplumsal menfaatin önüne alınırsa bu işin yapılma şansı yok. 6306 sayılı kanunun ilk halinde nitelikli çoğunluk üçte bir olayı vardı. Sonra Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapıldı.”

“İstanbul Türkiye’nin kalbi”

Acil dönüşümün her an deprem beklenen İstanbul’dan başlaması gerektiğini söyleyen Haluk Sur, “Yenilenmesi gereken 7 milyon konutun 2 milyonu İstanbul’da. İstanbul’da en az 54 bin bina komple yıkılacak. 54 bin binada 270 bin konut var. Her konutta 4 kişi yaşasa 1 milyona yakın insan eder. Böyle büyük bir riskle karşı karşıyayız. İstanbul, Türkiye GSMH’nın yüzde 25’ini, vergi gelirlerinin yüzde 35-40’ını oluşturuyor. İstanbul’un yiyeceği darbe bizi 40 yıl geri götürür. Türkiye’nin kalbi sökülür” dedi.

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

İkinci el araçta yeni işbirliği: Hedef, Otonet’e ortak oluyor

Getir’in Moov’a ortak olması, FDN Grubu’nun Goldcar’ı satın almasının ardından araç kiralamada yeni bir işlem hayata geçiyor. Hedef Filo, sektörün öncü firmalarından Otonet’e ortak oluyor.

Yayınlanma tarihi

-

Kerim ÜLKER

Araç kiralama sektöründe satın alma ve ortaklıklar hız kazandı.

Getir’in, Anadolu Grubu iştiraklerinden Çelik Motor ile araç kiralama platformu Moov’un yüzde 75 hissesini satın alması, Türk şirketi FDN Grubu’nun Goldcar İspanya’nın Türkiye’de bulunan şirketini 250 milyon TL karşılığında bünyesine katmasının ardından, sektörünün öncü firmalarından bir önemli işlem daha gerçekleşiyor.

Türkiye’nin en büyük araç kiralama şirketlerinden Hedef, Oto.net’e ortak oluyor. Anlaşma sağlanırsa, Hedef Araç Kiralama ve Servis AŞ, ve yöneticileri Ersan Öztürk ve Önder Erdem, Oto.net markasının sahibi Otonet Motorlu Taşıtlar’a ortak olacak. 2013 yılında faaliyete giren Oto.net, 6 bine yaklaşan kurumsal üye ve 1 milyona yakın kayıtlı bireysel üyesiyle her ay 1.500’den fazla aracın alınıp satıldığı ya da takas edildiği online bir platform olarak öne çıkıyor.

Silikon Vadisi’nde çalıştı

Kurulduğu günden bu yana 85 binden fazla aracın satışına aracılık eden Oto.net, 100 bine yakın da aracın ekspertizini gerçekleştirdi. Şirketin kurucusu ise Yonca Ulusoy Zaimoğlu.

1993 yılında Robert Kolej’den mezun olan, ardından Macalester College’da ekonomi ve psikoloji dallarında çift ihtisas yapan Yonca Ulusoy Zaimoğlu, bir dönem Silikon vadisi’nde çalıştı. Teknoloji ve internet sektörlerinde önde gelen yatırım bankası Piper Jaffray’nin Silikon Vadisi ofisinde üç yıl yatırım bankacısı olarak görev alan Zaimoğlu, Kellogg School of Management’da MBA yaptı. Mezun olduktan sonra Türkiye’ye dönen Zaimoğlu, yatırım bankacılığına Global Menkul Değerler’de devam etti. Ardından ABD menşeili Oliver Wyman’da altı yıl yönetim ve strateji danışmanlığı yaptı. 2011 yılında aile şirketi Projectz’de çalışmaya başlayan Zaimoğlu, ardından Oto.net’i kurdu.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Üç boyutlu baskı yöntemiyle üretilen ilk uzay roketi yörüngeye ulaşamadı

Dün ilk kez fırlatılan Relativity Space’in üç boyutlu yazıcı ile ürettiği roket, havalanma sırasında maruz kaldığı muazzam dirence karşı koyarak önemli bir eşiği atladı ancak yörüngeye ulaşamadığı için ikinci eşiği geçemedi.

Yayınlanma tarihi

-

Kaliforniya merkezli şirket tarafından başlatılan canlı yayında, %85’i üç boyutlu printer ile üretilmiş ve 34 metre uzunluğunda olan Terran 1 adlı roketin Florida eyaletindeki Cape Canaveral Space Force Üssü’nden TSİ 0525’te fırlatıldığı görüldü.

Havalandıktan yaklaşık 80 saniye sonra Atlantik Okyanusu üzerinde 16 km irtifaya ulaşan roket, saatte 1,999 km hızla atmosferin yarattığı azami direnci aşarak uzaya çıktı ve deneme için hayati önem taşıyan atmosfer direncini aşma hedefini gerçekleştirmiş oldu.

Roket, uzayda kullanacağı ikinci aşama motoru ise arıza yaptığı için yörüngeye ulaşamadı.

“Yeterli veriyi topladık”

Relativity’nin test programı yöneticisi Arwa Tizani Kelly, canlı yayında, “Bugün tam hedefe ulaşamasak da üç boyutlu yazıcı ile üretilen bir roketin işlediğini kanıtlamak için yeterli veriyi topladık” dedi.

ABD’de pekçok yeni nesil roket şirketi, uzaya çıkmanın maliyetini düşürerek eskiye kıyasla çok daha küçük bütçelerle uzaya çıkılan bir pazar oluşturmak için çalışıyorlar.

SpaceX dahil olmak üzere bu şirketlerden çoğu maliyeti düşürmek için 1960’lardan bu yana kullanılan tek seferlik roketler yerine aynı roketi birden defa uzaya gidip dönmek için kullanarak maliyeti düşürüyor.

Relativity Space ise maliyeti düşürmek için roketlerin gövdelerini çok daha basit bir yöntem olan üç boyutlu yazıcılarla üretme yöntemini deniyor.

Devamını oku

Sektörel Gündem

LG Energy Solution, ABD’de yaklaşık 5,5 milyar dolarlık batarya yatırımı yapacak

Güney Koreli batarya firması LG Energy Solution (LGES), ABD’de, elektrikli araçlar ve depolama sistemleri için batarya üretimine yönelik 7,2 trilyon won (yaklaşık 5,5 milyar dolar) tutarında yatırım yapacak.

Yayınlanma tarihi

-

Güney Koreli batarya firması LG Energy Solution (LGES), ABD’de, elektrikli araçlar ve depolama sistemleri için batarya üretimine yönelik 7,2 trilyon won (yaklaşık 5,5 milyar dolar) tutarında yatırım yapacak.

LGES yaptığı açıklamada, ABD’de geçen yıl küresel enflasyon kaynaklı maliyet artışları nedeniyle durdurduğu yatırımlarının devam edeceğini bildirdi.

Dünyanın önde gelen batarya üreticilerinden olan şirket, bu kapsamda, ABD’nin Arizona eyaletinde elektrikli araçlar için 2170 tipinde lityum-ion batarya hücresi üretecek bir tesis inşa edecek. 3,2 milyar dolarlık yatırımla kurulacak fabrikanın üretim kapasitesi 27 gigavatsaat olacak.

2025’te seri üretime geçmeyi planlıyor

LGES, ABD’de başta Tesla olmak üzere elektrikli araçlar için batarya üretecek tesisin inşasına bu yıl başlamayı ve 2025’te seri üretime geçmeyi planlıyor.

ABD’de bir de enerji depolama sistemleri için lityum-demir-fosfat (LFP) bataryalarının üretileceği bir tesis yatırımı yapma kararı alan LGES, üretim kapasitesini 16 gigavatsaat olarak planladığı tesis için 2,3 milyar dolar tutarında yatırım yapacak.

LGES, Mart 2022’de Arizona’da 1,7 trilyon won (1,3 milyar dolar) tutarında yatırım yapacağını duyurmuş, ancak küresel enflasyon kaynaklı artan maliyetler nedeniyle yatırımını durdurma kararı almıştı.

Devamını oku
Reklam hba.com.tr
Reklam hba.com.tr
Bumerang - Yazarkafe

Trend olan